11 Aralık 2010 Cumartesi

HOŞÇAKAL ÇOBAN YILDIZI...

Bazen hayatına biri girer . uzaktır. Göremezsin. Duyamazsın. Ama her hücrene kadar hissedersin. o hayatını degiştirir inceden. En yakınındakilerin bile yapamadıgını yapar. Degerlenir gözünde. İsmi cismi önemli degildir artık. Varlıgı yeter her zaman. Nasılsın demesi yeter. Belki oturup kahve bile içemezsin onunla. Ama 40 yıl hatırı kalacak çok şeyler bırakır arkasında. Hiç bilmez degerini önemsemezde. Görevini tamamlar gider. Artık hayat daha bi yaşanılabilir gelir sana. Ama gittikten sonra anlarsın ki aslında onunla yaşanılabilirmiş hayat. Ama yaşayamazsın. Ayrı dünyaların insanlarıyız diyen ilk kişiyi bulup öldüresin gelir. Kabul etmezsin Ayrı yolun yolcusu olmayı . mantıgınla kalbin savaş halinde kalır. O gider sen gene boktan hayatına devam etmek zorunda kalırsın. Zaten bu hayatın temel kuralı degilmi birşeyin olmasını istiyorsan cok fazla istemiceksin. Ama elde degil işte. Çok garip hisler bunlar her zaman hissedilemez. Gözyasların bir yabancı için akar fark etmezsin. Sen ki kimseye eyvallahı olmayansındır tabi burnun yere düşse almazsın dimi. Yok öyle bi dünya artık.yapacak bir şey yok sende teşekkür et hoşça kal de yabancıya. Hoşçakalırmı bilemezsin ama tek bilecegin şey bundan sonra daha bir yalnız oluşundur. Yanında olmasını istediklerin yanında degil diyedir bu yalnızlık aslında.neyseki  Büyüyeceksin daha küçük kız bunlar daha başlangıç. Sen her şeye hazır ol artık. bırak çoban yıldızın oldugu yerde mavilikler içinde kalsın. Gün gelir kavulursun elbet. Her ayrılıgın sonu vardır mutlaka…

5 Aralık 2010 Pazar

kim severdi seni benim gibi böyle...

Kimi özlediğimi bile bilmezden gelmeye başladığım şu günlerde içimi yeni sıkıntılar kaplamakta. Ufukta yeni ayrılışlar, yeni vazgeçişler, yeni özlemler var gibi gözüküyor… Özlediğim bir sese ihtiyaç duyuyorum. Ama o telefon hiç calmıyacak adım gibi biliyorum. Her şeyin bu kadar imkansız olduğu şu hayatımda kılımı bile kıpırdatmıyorum olmasını istediğim birşeyler için. Bunun adı ne gurur ne umursamamazlık. Hep başkalarını düşünmekten yorulmuşluk. Düşünülmek istiyorum artık. Keşke dedikleri gibi hersey karşılıklı olabilseydi şu hayatta. Sevilmenin, düşünmenin, üzülmenin… bi karşılığı olabilseydi. Ama yok. Hiç bir şeyin karşılığı yok. Zaten artık kimse de birsey beklemeden sever olmuş göze alır olmuş fedakârlıklar yapabilir olmuş. Onun için hep yalnız üzülmüş birileri. Aynı duyguları paylaşan bi sürü insan olmasına rağmen hepimiz çok yalnızız. Çok garip işte.
Tamam tamam, uzun lafın kısası sensizlik diz boyu oldu buralarda. Ne kadar şaçmalasamda işin özü bu…